12 Kasım 2016 Cumartesi

Suyun Şehre Yolculuğu (1)


Eski İstanbul ve özellikle sur içinde gezdiğiniz vakit geçmişten günümüze ulaşan tarihi su mimarisinin bir çok örneğini görebilirsiniz. Çeşmeler, sarnıçlar, su kemerleri, su terazileri, su yolları, galeriler, maksemler, sarnıçlar bu yapılar arasında sayılabilir.



İstanbul’un kurulduğu günden beri en önemli sorunu kentin su ihtiyacının karşılanması olmuş. Günümüzde dahi bu sorun hala devam etmektedir.
Gerek şehrin ilk yerleşimcileri gerekse ilk Grek koloni şehrini kuranlar su ihtiyaçlarını menbalardan, açılan kuyulardan ve sarnıçlardan sağlamaktaymış. Mevcut su kaynaklarının şehrin ihtiyacını karşılayamaması üzerine İstanbul’un ilk su yolu, Roma imparatoru Hadrian (117-138) tarafından şehrin batısından Sultanahmet Meydanı civarına ulaştırılan su yolu imiş (Halkalı isale hattı) . 
İkincisi ise İmparator I.Konstantin (324-337) tarafından gerçekleştirilen Roma su uygarlığının 242 km. uzunluğundaki en uzun suyolu projesiydi (Vize isale hattı). Istranca dağlarından getirilen su, Vize’nin 6 km. batısında bulunan Değirmendere’nin sol kenarından başlayıp Saray, Safaalan, Binkılıç, Aydınlar, Karamandere, Gümüşpınar, Çiftlikköy, Dağyenice, Germe, Tayakadın, Arnavutköy ve Cebeciköy yoluyla Edirnekapı civarına ulaştırılmış.

Vize Hattı ve diğer isale hatları birlikte görünüyor
Vize Hattı ve diğer isale hatları birlikte görünüyor

İmparator Valens döneminde (364-378) de Bozdoğan kemerleri yapılarak temin edilen su Fatih ile Beyazıt arasındaki vadiden geçirilmiş ve Beyazıt Meydanı’na (Taurus Meydanı) ulaştırılmış.
İstanbul’un 3. büyük suyolu ise şehrin kuzeybatısından, I. Teodosius (379-395) tarafından Belgrad Ormanları'ndan (Cebeciköyü’nden Bozdoğan Kemerine) 25 km. lik mesafeden şehre su getirmek için yapılan suyoluydu (Kırkçeşme isale hattı).
Suriçi İstanbul’unun aksine Beyoğlu ve Galata bölgesinde Roma ve Bizans’tan kalma su tesisleri yoktu. Osmanlı döneminde Halkalı sularından galatasaray kolunun suyu Galata ve Beyoğlu tarafına isale edilmişti. Bundan sonra bölge için ilk ciddi çalışma I. Mahmut’un saltanatı (1730-1754) sırasında olmuş (Taksim isale hattı). Boğaziçi’nde Yeniköy’den başlayıp Kasımpaşa taraflarına kadar sahil mahalleleri, Beyoğlu ve Galata taraflarının su ihtiyacını karşılamak amacıyla Bahçeköy civarında bendler yapılmış

Harita İstanbul çevresi ve su reservlerini göstermektedir.W ALSH, Robert 1828

Daha sonraki yıllarda büyüyen nüfusun su ihtiyacını karşılayabilmek amacıyla geleneksel su yollarının bakım onarım çalışmaları ve kapasitelerinin artırılması netice vermemiş. İstanbul'da kurulan Dersaadet Su şirketinin Terkos Gölü ve ona bağlı derelerden getirip abone usulüyle ve parayla dağıttığı su karşısında bu sular her geçen gün biraz daha gerilemiş. Bu su yolları ve vasıtaları sanayileşme ve modernleşmenin bir sonucu olarak tarihi misyonlarını tamamlayarak yavaş yavaş tasviye edilmiş. Bir kısmı 1950'lere kadar hizmet verse bile hem nitelik hemde kapasite bakımından yetersiz oldukları için ömürlerini tamamlamışlar.
Bu su sistemleri üstünde onlarla ifade edilebilecek kemerler, kanallar, tüneller, toplama noktaları olmak üzere bir çok anıtsal yapı bulunuyor. Tüm bu yapıların hepsinden tek bir yazıda bahsetmek çok zor. Bu nedenle bu konuyu iki ayrı kısımda yazmayı düşündüm. İlk kısımda isale hatlarından genel olarak (belki Vize hattından biraz fazlaca olmak üzere ) ikinci yazımda ise Osmanlı dönemi ve Kırkçeşme su sisteminden bahsedeceğim.
Tesisler ana hatları itibari Roma döneminde oluşturulmuş (Taksim hattı hariç ) sonrasında onarılarak kullanılmış veya ana hatlara yeni kollar eklenerek sistem büyütülmüş. Osmanlı döneminde özellikle Kırkçeşme Su Sistemi onarılmış ve genişletilmiştir. Bu sistemin Roma döneminden geldiğini de bizzat Mimar Sinan, Tezkiret-ul Bünyan' da anlatıyor.
Modern ölçüm ve inşaa tekniklerinin olmadığı dönemlerde sadece yüzey eğimi kullanılarak suların 242 km gibi devasa mesafelerden taşınması şüphesiz müthiş bir hesap yeteneğini gösteriyor. O zamanın mimarları bu hesapları nasıl yaptılar veya hangi tür araç gereç kullandılar insan merak etmiyor değil.
368 yılında Valens’in yaptırdığı kabul edilen Bozdoğan Kemeri’nin üst kotu deniz seviyesinden 61-62 m. yüksekliğindedir ve şehrin yüksek yerlerine ancak bu kemer üzerinden su akıtılır. Belgrad ormanlarından gelen sular ise 34 metrenin altındaki yerlere dağıtılabilir. Yerleşim yerlerinindeki bu kot farklarından dolayı farklı yükseklikte su kaynakları bulunmaya çalışılmışdır. Mimarların şehrin tepeli yapısından dolayı bu sorun karşısında çözümsüz kalmadıkları görülüyor. Halkalı su yolu üzerinde bulunan Mazul Kemer üst kotu yüksekliği 85 m civarındadır. Bu yükseklik Valens kemeri üzerinden şehrin yüksek kısımlarını besleyebilmek için yeterli gelmiştir.
Su yolları ile ilgili benim görebildiğim en detaylı araştırmalar ilk defa hidrolik profesörü
Pr. Dr. Kazım Çeçen tarafından yapılmış ve yayınlanmış. Ancak bu kitapların yayın
tarihleri eski ve tükenmiş vaziyette, bulmak mümkün değil. Bununla birlikte özellikle
Vize su sistemi üzerinde İTÜ öğretim görevlilerinin yakın zamanda yaptıkları çalışmalar mevcut.
Sistemleri anlatan yayınlara baktığımız zaman genellikle su kemerleri bu sistemlerin en görkemli parçaları olarak anlatılır hep. Oysa ki beni en çok şaşırtan tespitlerimden biriside su hatları üzerindeki tüneller olmuştur. Örnek vermek gerekirse Kırkçeşme hattı üzerinde bulunan ve 900 m uzunluğundaki "Sepetlihan Tüneli" hayret vericidir. Yüksek bir 
topoğrafya bilgisi ve ölçüm tekniğinin varlığını bence su kemerlerinden daha fazla bu tüneller kanıtlıyor. 


Sepetlihan Delmesi.

Şehir sürekli büyüdüğü için su yolları üzerindeki yapılar yoğun ve çarpık yapılaşmanın etkisi altında çok zarar görmüş veya bütünüyle yok olmuştur. Özellikle Taksim hattında Bahçeköy sonrası bütünüyle tahrip olmuştur. Şehir içindeki kısımları büyük zarar görmüş olsa da gördüğüm kadarıyla günümüze en sağlam gelebilmiş hat Kırkçeşme hattıdır. Bu isale hattını büyük oranda sahada görebilmeniz mümkündür.

1.VİZE SU SİSTEMİ

Dünyanın en uzun suyolu olarak bilinen Kırklareli Vize ilçesinden Istranca Dağlarından başlayıp Çatalca ilçesinden geçip İstanbul'a ulaşan antik su ikmal sistemidir. Söz konusu suyolu, Napoli Körfezinde, Köln'de ya da Kartaca'da varlığı bilinen diğer Roma su kemerlerinden çok daha uzundur. Ayrıca 5.yüzyılın ortalarında kentten çıkıp Trakya tepelerini dolanarak Vize ilçesine kadar uzanan yeni suyolları 451 kilometre gibi şaşırtıcı bir uzunluğa ulaşır. Geç Roma döneminde İstanbul'a su getiren bu isale hattının yapımına Constantinus (324-337) tarafından başlanmış olması ihtimali çok büyüktür. Constantinus, imparator olunca kenti imara başlamış ve Istrancalar'dan çok uzun bir isale galerisi ile kente su getirmeyi planlamıştı. 242 km. uzunluğundaki bu isale hattının tamamının Constantinus'un kısa süren imparatorluk döneminde yapılmış olması mümkün değildir. Constantinus tarafından başlatılan hat, oğlu Constantius (337-361) veya daha sonraki Roma imparatorları tarafından tamamlanmış olabilir. Bu isale galerisinin izine, en son Vize'nin 6 km. batısındaki Fındıklı Dere'nin içerisindeki (Pazarlı) su alma yerinde rastlanmıştır. İsale hattı Vize, Saray, Istranca, Aydınlar, Gümüşpınar, Çiftlikköy, Kalfaköy, Dağyenice üzerinden Terkos Gölü'nün güneyinden geçerek Tayakadın'a ulaşır. Sonra Alibeyköyü Deresi'nin sağ kıyısından devam ederek Cebeciköy ve Küçükköy'ü geçip Edirnekapı'nın 200 m. kadar güneyinden kente girer. Vize yakınlarında toplanan bu sular, tek bir yerden alınmayıp ağaç dallarına benzer bir şekilde çeşitli kaynaklardan akmaktaydı. İsale hattının üzerinde halen yarı yıkık veya yalnız temelleri kalmış 40 kadar su kemeri vardır. Yaklaşık 1000 yıl devamlı olarak kullanılan su ikmal sistemi muhtemelen depremlerin yarattığı hasarlar yüzünden XII. yüzyılda terk edilmişti. İstanbul'un fethinden sonra, Fatih Sultan Mehmet bu Roma yapıtlarının tamir edilmesiyle beraber yenilerinin de inşa edilmesini emretmiştir. Diğer yandan ise Osmanlı dış dünyadan daha az tehdit altında kaldığı için surlar içindeki sarnıçlar önemini yitirmiş ve zamanla tarihin için yok olmaya yüz tutmuştur

Vize Su Sistemi ve Anastasian Duvarı

Kurşungerme Su Kemeri
Vize Su Siteminin bir kısmı
30 yılda inşa edilen kanal, kolları hariç 242 kilometre, kollarlarıyla birlikte toplam uzunluk 451 kilometreye ulaşıyor. Pompalama sistemi olmadığı için suyun bu kadar uzun mesafe boyunca yer çekimiyle akması, mükemmel bir işçilik ve mühendislik harikası anlamına geliyor. Yani sadece eğim vererek suyu 242 km taşıyabilmeniz gerekiyor. Bu da çok ince bir hesap ve işçilik gerektiriyor.  Örnek vermek gerekirse Kırkçeşme isale hattında en uçtaki su kaynağının yüksekliği deniz seviyesinden 60 metre civarında olupşehir içinde dağıtım yapılan bölgenin deniz seviyesinden yüksekliği ise 40 m civarındadır. Hattın uzunluğunu 40 km civarında kabul edersek her 1 km lik mesafeyi maksimum 50 cm lik bir yükseklik farkı ile kat edebilmişlerdir. Modern yükseklik ölçü aletlerinin (altimetre) bulunmadığı dönemlerde bu hesaplarının bu detaylarda yapılabilmesi insanı şaşırtıyor gerçekten.



Talas Su Kemeri
Büyükgerme Su Kemeri


2. HALKALI SU SİSTEMİ

Halkalı Su İsale Hatları
İstanbul surlarının batısındaki Halkalı köyü ile kuzeybatısındaki Cebeciköy arasında kalan araziden çıkarak on altı bağımsız isâle hattı vasıtasıyla şehrin ihtiyacını karşılayan sulara Halkalı suları denir. Fetihten önceki dönemlerde de şehrin sularının bu alandan geldiği bilinmektedir. İlk tesislerin Geç Roma devrinde Hadrianus (117-138), I. Konstantinos, Valens ve I. Theodosios (379-395) zamanlarında yapıldığı hakkında çeşitli bilgiler bulunmaktadır.

Geç Roma devrinde Bozdoğan Kemeri üzerinden geçen suların Halkalı sularından hangisi olduğu kesinlikle bilinmemekle beraber, bunların Mahmutbey civarındaki Mâzul (Mazlum) Kemer ve Habipler ile Küçükköy arasındaki Kara Kemer ve Kumrulu Kemer üzerinden gelen suları oluşturduğu sanılmaktadır. Bizans’ın ilk devirlerinde şehir içerisinde birçok sarnıç inşa edilerek suların bol olduğu mevsimlerde depolama yapılmış ve ayrıca yağmur sularından da faydalanılmıştır. VII. yüzyıldan itibaren şehri kuşatanlar isâle hatlarını tahrip ederek halkı teslime zorladıklarından su biriktirme ihtiyacı büyük önem kazanmış ve çok sayıda açık veya kapalı sarnıç yapılmıştır. Açık sarnıçların depoladığı su hacmi yaklaşık 700.000 m3 tutarında olup bunlar Aetius (Vefa Stadı), Aspar (Çukurbostan) ve Hagios Mokios (Altımermer) sarnıçlarıdır. Başta Yerebatan ve Binbirdirek olmak üzere kapalı sarnıçların toplam hacmi ise 200.000 m³ civarındadır. Latin istilâsında (1204) surların dışındaki tesislerle birlikte şehir su şebekesi de tamamen tahrip edildiğinden halkın su ihtiyacı önemsiz bazı isâlelerin dışında yalnız sarnıçlardan karşılanmıştır. İstanbul’un fethinden sonra Fâtih Sultan Mehmed’in emriyle eski su yollarının tamir ve tevsiine başlanmış, ayrıca yeni sular bulunarak isâle hatlarına katılmıştır. Fâtih tarafından tamir ve tevsi ettirilen Halkalı sularının, Mâzul Kemer üzerinden geçen ve sonradan Beylik suyu adını alan su yolu ile Turunçluk, Fâtih ve Şadırvan suları olduğu bilinmektedir.

Mazul Kemer

3. KIRKÇEŞME SU İSALE HATTI


Kırkçeşme isale hattı iki kolu
Kırkçeşme isale hattı ve Mağlova Kemeri
İstanbul’un zamanla artan su ihtiyacını karşılamak amacıyla Kanûnî Sultan Süleyman devrinde Kırkçeşme tesisleri yaptırıldı. Bu tesisler, mühendislik bakımından Mimar Sinan’ın en önemli yapısı ve hacim yönünden de en büyük eseridir

Kırkçeşme sularının şehre gelişi yani isâle hattı esas itibariyle iki koldan teşekkül eder. Bunlardan suyu en bol olanı Kâğıthane deresinin kollarından Kirazlı, Topuz ve Paşa derelerinden su alan doğu kolu, diğeri yine Kâğıthane deresinin biraz daha memba tarafında bulunan Ayvat deresi, Orta dere ve Bakraç deresinden su alan batı koludur. Bu iki koldan gelen sular Kemerburgaz’ın güneybatısındaki başhavuzda birleşir ve ana isâle galerisine girerek Moğlova Kemeri yardımıyla Alibey deresini geçtikten sonra Cebeciköy deresinden gelen bir kolu da alıp güneye doğru devam eder. Balıklıhavuzun alt tarafında batıdan gelen bir koldan da su alır. Bu kol battaldır ve halen hiç su gelmemektedir. İsâle hattı, baştan itibaren çok sayıda büyük ve küçük kemer ve delmelerden geçerek Eğrikapı Maksemi’ne ulaşır. İsâle hattının üzeri hiçbir yerde açık olmayıp su daima üstü kapalı kanal veya galerilerden geçer. Kemerlerde de kanalın üstü çatı şeklinde sal taşlarıyla kapatılmıştır. Kırkçeşme isâle galerilerinin boyutları yer yer çok az farkla değişmektedir. Hepsinin aynı elden çıktığı, zemin cinsine göre büyük veya küçük yapıldığı, belki de bir bölümünün eski suyolu olduğu kabul edilebilir.

Kırkçeşme tesisleri içerisinde iki veya üç katlı, çok gözlü beş âbidevî kemer vardır. Bunların içinde gerek mühendislik gerekse mimarlık bakımından en önemlisi Moğlova Kemeri’dir. İkinci olarak görülen Uzunkemer, Kırkçeşme tesislerinin batı kolu üzerinde bulunan 711 m. uzunluğunda ve iki katlı şekliyle tesisin en büyük yapısıdır. Üst katta elli, alt katta kırk yedi kemer vardır. Kemerler suyun giriş yönünden itibaren birden başlamak üzere elliye kadar numaralanmıştır. Kemer planda kırık hatlar şeklindedir. En önemli yön değiştirme yirmi üçyirmi dördüncü kemerler arasında bulunur. Su galerisi kemerin en üstünden geçer. Gözlücekemer (Cebeciköy Kemeri), Kovukkemer de âbidevî kemerlerdendir ve bu kemerin bir bölümünün Roma devrinden kalmış olması ihtimali büyüktür.

Modern şehir şebekesinin tamamlanmasından sonra günümüze kadar geçen zaman içinde bu sistemlerin çoğu ortadan kalkmış olmakla beraber ana dağıtım kubbeleri ve şebeke arasındaki ilişki anlaşılabilmektedir. Bunların en önemlisi Edirnekapı Maksemi’dir. Eyüp’teki yerlere su vermek için sonradan Eyüp Kubbesi de yapılmıştır. Eğrikapı Kubbesi’ne gelen ana galerinin bir kolu Tezgâhçılar Kubbesi’ne, diğeri Sulukule Kubbesi üzerinden Haseki ve Yedikule’ye gider. Tezgâhçılar Kubbesi’nden galeri yine iki kola ayrılır; biri Tahtakale’ye, diğeri Gedikpaşa, Sultanahmet’ten Ayasofya Kubbesi’ne ulaşır. Ana galeriden ve sondaki kubbelerden künklerle ehre su dağıtılır. Bu arada küçük taksim yerleri, su kuleleri ve kuyularla 580 çeşmeye su verilir. Mimar Sinan devrinde Kırkçeşme’den beslenen çeşmelerin sayısı 300 kadardır.


Tezgahçılar Kubbesi'nden geriye kalanlar

4.TAKSİM SU İSALE HATTI

Haliç’in kuzeyindeki bölgenin su ihtiyacı küçük menbalardan beslenen çeşmelerden ve bazı isâlelerden karşılanıyordu. Galata Mevlevîhânesi’nin suyunu temin eden ve Levent Çiftliği’ndeki iki menbadan beslenen isâle hattı, Kasımpaşa’nın suyunu sağlayan isâle hattı ve Kâğıthane menba suyunu getiren isâle hattı bu bölgedeki isâlelerin en önemlilerindendi. Boğaz kıyılarında inşa edilen yeni köşkler ve yerleşim yerleriyle Kasımpaşa, Galata, Beyoğlu, Fındıklı, Beşiktaş ve Ortaköy’ün kalabalıklaşması sonunda Haliç’in kuzeyindeki bölgede su kıtlığı baş gösterdi. Bölgenin suyunu temin etmek amacıyla III. Ahmed zamanında başlatılan isâle hattı Patrona İsyanı yüzünden yarım kaldı. Tesisin yapımına I. Mahmud döneminde devam edilerek Taksim isâle hattı 1732 yılında tamamlandı. Yapılan bu ilk isâle hattı Taksim tesislerinin birinci merhalesini teşkil eder. Bu merhalede Büyükdere’nin kuzeybatısında Bahçeköy’deki derelerden alınan sular içi sırlı künklerle şehre getirildi. İsâle hattı Bahçeköy Kemeri’nden sonra bir katlı ve yalnız dere üzerinde iki katlı, toplam yirmi bir gözlü, 400 m. uzunluğunda, 11 m. yüksekliğindeki I. Mahmud Kemeri’nden geçer; ardından Acıelma, Derbent, Maslak, Ayazağa, Zincirlikuyu, Mecidiyeköy, Şişli yoluyla Harbiye Mektebi önündeki makseme ve oradan Taksim’deki su deposuna ve makseme ulaşır. Bu isâle hattının uzunluğu yaklaşık 25 kilometredir.

Taksim su isale hattı ve Taksim* su maksemi

Taksim su isale hattı haritası (Taksim su maksemi sergisinden)

Sultan Mahmut Kemeri

Taksim Maksemi kitabesi

“ Şehinşâh-î cihan Mahmûd Hânın kevser-i lûtfu”
“ Bu maksemden eder atşâna irvâ-yî ferah-zâyî”
“ Zehî bû maksem-î âb-î hayât-efzâ ki muhbirdir”
“ Bu dilcû beytimin her mısra’î târîh-i garrâyı”
“ Cihandâr-î himem Sultân Mahmûd etti nev-bünyâd”
“ Bu ebâ maksem-î âb-î zülâl-î kevser-asâyı”


Taksim  : isim Parçalara bölme, bölüştürme

----------------------------------------------------------------------------------------------
Kaynak;
1.Pr. Dr. Kazım Çeçen                  Roma Su Yollarının En Uzunu
2.James Crow                              THE INFRASTRUCTURE OF A GREAT CITY
3.http://www.shca.ed.ac.uk/projects/longwalls/WaterSupply.htm
4.http://www.islamansiklopedisi.info
-----------------------------------------------------------------------------------------------

Devamını Oku »