31 Mayıs 2016 Salı

İstanbul Haritaları 1422 - 1922


" Roma İmparatorluğu bir kentte başladı, üç kıtaya yayıldı ve iki bin yıl kadar sonra başka bir kentte son buldu. Ne var ki imparatorluğun izi kente, bütün anıtlara ve kentin belleğine öyle bir sinmişti ki, Konstantinapolis'i fetheden olmadı aslında, sadece imparatorluk bayrağı el değiştirdi."

                                                                                  Stefanos Yerasimos

Bir tutam kağıt arasında dünyaları bulmak, İstanbul'u anlamak, İstanbul'a bu kadar yüksekten bakıp bu kadar derin görebilmek...

Yeryüzünün veya belirli bir bölümünü küçültülmüş, genellenmiş biçimde, düz zeminde iki boyutta gösterme tekniği haritacılık olarak tanımlanabiliyor. "İstanbul Haritaları 1422-1922" bunun ötesine geçerek bu yeryüzü parçasının beş yüzyılını, bütün dönemleriyle yeniden canlandırıyor. Sosyal ve etnoğrafik özelliklerini bulabiliyor, bir bölgenin veya yapının izini sürebiliyorsunuz. Heyecan verici güzellikte !..

Kitabı incelemeye başladığınızda ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız. O kadar çok detay barındırıyor ki bir haritayı saatlerce izleyebiliyorsunuz veya tekrar tekrar gelip yeniden ayrıntılara dalabiliyorsunuz.

İstanbul'un topoğrafik ölçüleri ve bu ölçülerin doğrulanması sanıldığının aksine çok daha geç devirlerde yapılabilmiştir.İlk ölçekli harita için 18. yüzyıl sonlarına kadar beklemek gerekmiştir.
Kitaptaki ilk harita 1422 tarihli. Bilinen en eski İstanbul planı. Chiristoforo Buondelmonte tarafından hazırlanmış. Bizzat İstanbul'a gelerek hazırlamış haritasını Buondelmonte. İstanbul'un fetihten kısa bir süre öncesini gösteren harita, harap bir şehrin görüntüsünü aksettiriyor. Buondelmonte da zaten Latin istilası görmüş İstanbul'u 'çok talihsiz bir kent' olarak tarif ediyor. Ayasofya'nın sadece kendisinin ayakta kaldığını, kiliseye ait diğer yapıların yıkıldığını, sarnıçların bir kısmının kuruyup kullanılamaz hale geldiğini anlatıyor. Haritada dikkat çeken bir görüntü de o zamanlar Suriçi'ni bir baştan bir başa bölen ama günümüze bir damlası ulaşmayan Lykos deresi.
***

100 seçilmiş haritanın bulunduğu bu kitapta malesef sonlara doğru yer alan bir kaç haritanın dışındaki tüm haritalar ve yayınlar yabancılara ait. Sadece bu sebep dahi Osmanlının askeri alanda mağlubiyetlerin bir sebebi olarak düşünülebilir sanıyorum.

Dünyayı, yaşadığımız ülkeyi, şehri anlamanın yolu haritalardan geçiyor...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder